Akşam çıkışları.Mesailerin verdiği yorgunluğu,başı boşluğu ne varsa boşvermiş,soluğu Üsküdar'dan başlayıp Kuzguncuk'a kadar uzanan yolda almışım.O dar sahil yolunda bir başıma ben,bir de hızının ayarı kaçmış araçlarla ilerliyorum.Ben bu kadar sırf bir boğaz havası çekeyim,bir kaç gemi geçişi izleyeyim diye yola koyulmuşken,bir yetişme varma telaşesine kapılmamışken,sanki tüm insanlar hızlıca bir yerlere yetişiyordu.Sahi,kaçan birşeylermi vardı ? Yada herkesin bekleyenimi ?
Sorular cevaplar şeklinde adım attıkça Kuzguncuk ışıklarına varıp karşımda İsmet Baba'yı görüyorum.İsmet Baba'ya burada ayrı bir deyinmek gerek ki,bunuda ilerleyen zamanlarda tamamıyla üstünde durmam gerekir.Biraz karşısından İsmet Baba'yı izledikten sonra Kuzguncuk İcadiye caddesinden içeriye dalıyorum.Burada sanki bir kapı var.Ve siz o kapıdan bambaşka bir düşe giriyorusunuz.O gürültüler,o kavgalar,koşuşturmalar ne varsa oranın dışarısında kalıyor.İç içe girmiş dükkanların kısık ışıkları arasında ilerlerken tepemdeki ağaçların kuruyan yaprakları dökülüyor asfalta.
Adımlarım ilerledikçe karşı kaldırımda bir eskici dükkanı gözüme takılıyor.Buranın önünden daha önceden geçtiğimde de dikkatimi çekmiş ama üzerinde durmamıştım.Bugün merakımı gidermelydim.Karşısında öylece izlemeye koyuldum.İçerisi o kadar ihtişmlı gözüküyorduki,sanki bana gel dercesine.Duramadım.Kapıyı araladım.İçeriye birşeyleri kırmamak dökmemek özeniyle adım attım.Yerinde oturan sakallı amca yerine mekandaki o ihtişamların ruhuyla göz göze geldim.Ona amca diyorum çünki,başka bir yakıştırma bulamadım.Usta dolu bakışları oturusu olana başka ne denilebilirki?
Bir merhaba dememle adeta bana oranın bizzat sahibi hissi oluşturan M.Doğan Yürük amcamın çayına ortak oldum.Hikayemin sadece boşluğa giden kısmından bahsettim.Lakin ben en çokta oranın hikayesinin derdindeydim.Mekan ; ''muhayyer muhabbetler'' Burada tavanında hurma dalları var.Bu dallar arasında gün yüzüne çıkan bir peri.Bu peri rivayete göre dilekleri gerçekleştirir.Elbet bende peri gelir ümidiyle bir dilek tuttum.Daha da yormadan amcamı kapıdan dışarıya çıktım.Çünki çıkınca daha çok kafa yoracaktım mekan üzerine,hikayesi üzerine...
Hemen sahile hızlı adımlarla giderek köprüye yakın parktaki banklara oturdum.Rüzgar sağımdan vursada,sol yanım muhayyer muhabbetlerin öyküsündeydi.Gözlerim boğazın hızlı akışına tutuldu.Perileri olan bir mahallem olmadı.Yada tepemde hurma dalları sarkan bir mevkim.Kalabalığı,gürültüsü olmayan kaldırımlardan yanıma amaçsızca uğrayan bir misafirim.Acı bir gemi kornasıyla irkilip,saatin geceye vardığını gördüm.Artık dönüş vakti gelmişti.Sabahında mesailere,trafiğinde çileye,öyküsünde acı dolu gerçek dünyaya geri dönüyordum...
Amca çatkapı gelenleri daha pek sever,gelene gidene kapısı açık.Lakin şöyle yalnızlığımla kolkola giripte bir daha gidemedim.Çok zaman oldu.Hurma dallarıyla perisiyle,amcasıyla bir yer biliyorum.Şu gürültü koparan kaostan sıyrılıp,o zaman amaçsızca düştüğüm yola,bu defa bir masal hevesiyle gideceğim.Üstelik yürümekten ziyade koşar adımlarla...
***********************************************************************

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder