1 Mayıs 2013 Çarşamba

Tiyatro // Düş Şizofrenleri ; Düğün Şarkısı




Günlerden 1 Mayıs.Tüm şehir abluka altında.Ulaşım aksaklıkları,gaza boğulan sokaklar,yasaklı kaldırımlar vs.İşte tam da bu gergin geçen günün ortasında daha sokağa adım atar atmaz endişe dolu adımlarla Üsküdar tekel sahnesinin yolunu tutuyorum.Niyet, kapalı gişe oynayan''Benerci kendini niçin öldürdü'' oyunu ile şehirdeki bu kargaşada biraz da olsa öfke ve endişeyi bastırmak.Yolun yarısında telefonuma düşen maille irkiliyorum.Mail de oyunun iptal olduğu yazıyordu.Acaba bir şaka mı bu diyerekten,gönderici adresine bir kaç kez daha bakıyorum.Ne yazık ki mailin doğruluğunuda sahneye varınca teyid ettiriyordum.İptal olunan oyunun yerine elimizde biletle,stüdyo sahnede ki ''düğün şarkısı'' adlı oyunu izleyebileceğimiz belirtiliyordu.O kadar yolu,onca yasağa kargaşaya rağmen tepip geri dönmekte olmaz diyerekten kendimizi sahnenin ön saflarına atıyoruz...

Türk tiyatrosunun usta yazarlarından olan Civan Canova'nın kendi yazıp yönettiği oyunda bir otel odası dekoruyla karşılaşıyoruz.Oda da şizofren bir ruh haliyle erkek kadın ilişkisini kadın gözünden ele alan bir anlatımla başlıyor.Erkeğe endeksli bir yaşam felsefi benimseyen kadının korkularını,heveslerini gayelerini heyecanlarını ve duygularını nasıl abartabildiğini,bu abartının bir ilişkide ne derin yaralar açtığını görebiliyoruz...

Achilleus,son derece kalemi güçlü bir yazar.Kendi iç dünyasını kurmuş,masasıyla daktilosuyla,yazdıkları oyunlarıyla üretken bir yazar.Dışarıdan bakıldığında 'bu da kim be ' diyen Ophelia gibi çok insana belirgin bir özelliği yoktur.Lakin kendi iç dünyasında duvardaki palyaço resimli tablosuyla konuşan,saksıdaki çeçeklerini hayellerindeki kadın olarak gören,o çiçeğe kızıp su vermeyerek cezalandıran,kuruyan yapraklarını renkleri solmasın diye kitaplarının arasında saklayan iç dünyası yarım bir adamdır.Aynı zamanda bir ayağı sakat ve yürüyüşü aksamaktadır.

Achilleus.Ophelia'nın tiyatro eğitimi aldığı okulunda oyun sergileyen Achilleus ile aralarında bir aşk filzilenir.Bir gece Ophelia'yı evine davet eden Achilleus'un şu kısa sözüde hayatını özetler. 'herşey var ama,eksik birşey var Ophelia...''Ophelia düşleriyle yaşayan,bu düşlerle anlık bağ kurabilen bir kadındır.O gece odanın ortasındaki beyaz halı üzerindeki düşü aslında tüm hayatını çembere alacak bir düştür.Ve evlenerek bu düşün ortasına girer.

Evliliği nedeniyle hayatını Achilleus'a adamak adına eğitim hayatını yarıda bırakan Ophelia hayatındaki büyük hatalar zincirine ikincisini ekler aslında.Nitekim Aachilleus'da sözleri arasında bu hatanın altını çizer.Evliliğinden 3 yıl sonra balayına İngiltere'ye giden çiftin cinsel yaşamlarıda çalkantılıdır.İngiltere'de Shakespare'nin masasına dokunmakta bir gizlilik hisseder Ophelia.Yine bir gece sadece sevişmek amacıyla 'yinemi yazacaksın' diyen Ophelia bu ilişkinin pimini çeker.Bu söz ile,yazılarına engel olan kadın üzerine öyküye başlayan Achilleus,içindeki yıkıntılarını kağıda döker.Bu kağıtları gören Ophelia'nın kini öfkesi Achilleuss'a 'pis sakat' diyecek kadar büyür.Bu yakıştırmaya dayanamayan Achilleus şakağında dayadığı tabancayı ateşler.O beyaz halı kırmızıya bürünür ve çiçeksi figürler oluşur.Ophelia'göz yaşlarıyla haykırışları eşliğinde düşlerinin altına kalır.Şizofren bir ruh hali ile bir mankene giydirdiği smokin ve asılı gelinliğiyle o geceyi yaşamaya devam eder...

Oyunu detayı ile inceleyip günümüz ilişkileri üzerinde yoğurmamızla aslında şekilsek olarak bir fark göremeyiz.Benzer örneklerin aslında hemende yanı başımızda,yada bizzat içimizde sürdüğünüde açığa vurabiliriz.Erkek egemenliğnin altına ezilen kadın klişesinin artık evrensel bir toplum görüşü olduğunu göz ardı etmemeli.Kadının bir araç olduğu inancının aslında daha hayata ilk atıldığında toplumca fikir izolesi edildiği bir ortamda daha bu tür örnekleri okuyup göreceğimiz çok zaman olacaktır.Korkularına endişelerine yenik düşerek erkeğe endeksli hayatına yön veren kadın bireylerin kendi kazdıkları kuyuya düşmemeleri için ne yapılabilir toplum bunu tartışmalıdır.Bunun yüzeysel bir eğitimden öte,ruhsal gelişim babında yapılması gerekmektedir.Ophelia'nın yatakta sadece ezildim,hiç birşey hissetmedim cümleside cinsel yıkıntılarla evliliklerin nasıl tahrip olduğunu gösteren sağlam bir cümledir.

Berrin Akhasanoğlu'nun üstün performansının yanında,gereği fazlaca abartılmış iç çamaşırlı sahneleri,dekordaki basitlik oyunu biraz daraltmış.Konu içsel olarak güncel ve ustaca yazılmış.Fakat hayali karekterinde sahneye konması aslında hiç fena durmazdı.Emek varsa alkış vardır felsefemizden ödün vermemek adına alkışlarımızı sunarak bir oyun akşamını daha sonlandırdık.Birde öğrenseydik Benerci'nin kendini niçin öldürdüğünü ya,o da başka sezonlara inşallah...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder