30 Temmuz 2013 Salı

Bildik Sonların Sonlarında




Günlerdir içimde süre giden son hikayenin giriş gelişme bölümlerini aştıktan sonra,sonuç tadında da bir takım hadiseleri hızla aşmaktayım.Bu sürecin içinden,geçmişteki benzer hikayeler gibi sancılarını yeterince çekmenin ustası olan ben vız gelir havasındayım.Dahada güçlendim sanırım diyerek kendimi avutan bir iç ses yankılanıyor kulaklarımda.

Sürekli bir iletişim halinde olmak,tek sözünü,dinlediği şarkıları,yaşadığı ruh halinin bile merakına düşen telaşlı hallerim geliyor gözümün önüne.Çok değil daha bir kaç hafta evvel bu yaşanılanlar.Gözüm kulağım hep telefonumda.Gelen mesajları bir gayretle açıyorum.Sayfalar yeniliyorum sosyal ağlarda.Tek bir işaret bekliyorum.Uzun ve derin hayaller kuruyorum.İçim de sığdıramıyorum onları.İlla duymalı görmeli bunları.Evet şimdi demeli ve hayata geçirmeli her şeyi.Geçen her saniye sanki süratla ilerliyor göz hizalarımda.Çok geç kalıyoruz çok diyorum.Zaman böyle geçmemeli,biz bunun bile üzüntüsünü yaşamamalıyız sonralarda diyorum sürekli.


Tüm planlarımı henüz tek bir adım olmamasına rağmen beklenilen işarete göre tasarlıyorum.Hatalı olduğumu,yanlış bir güzergahta olduğumu biliyorum aslında.Ama göz göre göre ters yöne girmiş bir aracın yoluna varması için hızla geçişi gibi hissediyorum kendimi.Artık ne olacaksa olsun.Bir takım gerçeklerle kafa kafaya çarpışsam da  hazırlıklıyım diyorum.Ben bu yolda,ben bu uğurda bu yaraların bana kattığı o tatlı acıları bir an önce her yanıma almak istiyorum.Çünkü belirsizliklere tahammülüm olmadı hiç bir zaman.Düşünsene ölümü bekleyen bir hastayı.Yatarak hasta geçirdiği günlerde mi ölümü beklemek ister,doyasıya yaşayarak mı.?

Nihayet o bildik sonun uç noktasına çakılmış durumdayım.Bir son nefes vereceksem böylesi uçlarda vermeyi yeğleyerek.Artık her hangi biri olduğumu hissetiriyor tüm sonuçlar bana.Üşüyen ellerimi,titreyen bedenimi saracak bir şeylerin olduğuna inandığım anlar.Sere serpe uzanan sayfaları seriyorum önüme.Gözden geçiriyorum.Hızla girişleri gelişmeleri aşıyorum.Bir sonuca takılıyorum.Orada renklerin solduğu,bir filmin bitme anındaki sahneleri canlandırıyorum içimde.Yavaşlatılmış bir çekim gibi...

Yine aynı sıyrıklarla dönüyorum.Evine dönen bir çocuğun diz yaralarını kapaması gibi saklıyorum gözlerden.Şarkılar tuttturuyorum önüme.Artık hem üşüyor,hem gülüyorum.Çünkü ben bu ayazlardan çıka gelen fırtınaların savurduğu kuru yapraklar gibi bir başka hikayeye taşınmak üzere yol alıyorum.Sevdalardan,yaralardan,masallardan...

Ve artık kaçmalar için kendime bir yeni taptaze sebep daha buluyorum.Hepsinden habersiz,hepsinden sessiz kaçışlar.Ayak tabanlarım patlayana kadar koşmak,koşarken her şeyimi ardımda düşürmek istiyorum.Avazım çıktığı kadar bağıra bağıra koşmak..
Açın kollarınızı yüce ıssız dağlar.Taştan kayadan olma kalbinize bir taş daha koşuyor.
Beraber doğup batıracağımız güneşe seslenelim.Bir o duyar bizi,bir o görür.Kamaşsın her yanımız.
İçimize işleyen kesiklere bir ad takalım yer yüzüne.Bizi öyle bilip ansınlar.Adı ; kaya çatlağı...

1 yorum:

  1. Siteniz mükemmel. tebrik ederim. Müzikler enfes, ama bulamadım bunları bir türlü isimlerini. bu konuda önce affınıza sığınıp sizden isimlerini rica etmemde bi sıkıntı var mı acaba?

    YanıtlaSil