İki yılı aşmış buralara uğramayalı.Soranlara 'evet...öyle bir yer vardı' diyerek geçiyordum bazen.Sonra geçiştiriyordum konuyu.Kendimi bir masada kurulmuş düşünürken bulmaktan çok sıkılmışltım.Yeterince boğuyordu.Artık dışarıya çıkma vaktiydi.Seslenen kimse yoktu belki ama nereye nasıl gideceğimi bilmeden adım atma zamanı gelmişti...
Bilir misiniz hayatın bakış açılarına girme çabasını.Orantılamaya çalışmayı kendinizi.Ve ertesi sabah hava raporlarına göre hazırlanmayı.Düşünür müsünüz sabahları,yeni çıkan ekmeğin o sokaktaki fırından geleceğini bilip yolu uzatmayı.Yahut yeşil gözlerini ezberlediğin bir kadının her trafik lambasında aklına geleceğini.Hiç hesapta olmadan,planlamadan veya planlayarak karışıyoruz hayata.Ne kadar hazırlanırsan hazırlan,mevsimin kışsa güneşle inatlaşmayacaksın.Katlanacaksın...
Zora katlanıyoruz ya,zorun bizzat kendisinden daha da zor.Modern tıp büyüyen kalbe hastalık der.Biz kalbi o kadar geniş insanız ki hastalığından önce girenlerin gün gün kemirmesi yetti un ufak etmeye..Neyse değil mi,geçmeli artık bunları.Aynı kara plak,aynı şarkı.Onu koyan eller değişiyor sadece.Bize aynı şarkının acısı kalıyor geriye.İşkencenin masum hali...
Burada olmak,tekrar yazmak,okumak asla tercihim değil.Sadece konuşmayı seviyorum konuşkan ollmadığım bilinmesine rağmen.Öyle ya ben kendi kendine konuşan değil,iç sesini kendine yedirenlerdenim.Bazen ne demek istediğimi sadece kendimin anlayacağını bile bile bir söz edebiliyorum ortaya.Bunun etrafı susturmak gibi bir etkisini görüyorum.
Bilir misiniz hayatın bakış açılarına girme çabasını.Orantılamaya çalışmayı kendinizi.Ve ertesi sabah hava raporlarına göre hazırlanmayı.Düşünür müsünüz sabahları,yeni çıkan ekmeğin o sokaktaki fırından geleceğini bilip yolu uzatmayı.Yahut yeşil gözlerini ezberlediğin bir kadının her trafik lambasında aklına geleceğini.Hiç hesapta olmadan,planlamadan veya planlayarak karışıyoruz hayata.Ne kadar hazırlanırsan hazırlan,mevsimin kışsa güneşle inatlaşmayacaksın.Katlanacaksın...
Zora katlanıyoruz ya,zorun bizzat kendisinden daha da zor.Modern tıp büyüyen kalbe hastalık der.Biz kalbi o kadar geniş insanız ki hastalığından önce girenlerin gün gün kemirmesi yetti un ufak etmeye..Neyse değil mi,geçmeli artık bunları.Aynı kara plak,aynı şarkı.Onu koyan eller değişiyor sadece.Bize aynı şarkının acısı kalıyor geriye.İşkencenin masum hali...
Burada olmak,tekrar yazmak,okumak asla tercihim değil.Sadece konuşmayı seviyorum konuşkan ollmadığım bilinmesine rağmen.Öyle ya ben kendi kendine konuşan değil,iç sesini kendine yedirenlerdenim.Bazen ne demek istediğimi sadece kendimin anlayacağını bile bile bir söz edebiliyorum ortaya.Bunun etrafı susturmak gibi bir etkisini görüyorum.
Hayat tuhaf bir hal aldı.Bu da çok hızlı oldu.Ortada hiçbir sebep yokken,bir şeylerin yerini değiştirdi.Yıllarca yerinden kıpırdamayan şeyleri...Aynanın içindeki bile başka biri mesela.
Etraftaki isimler,sokaklar ve geceler.O eski sessizliğin yerini büyük gürültüler aldı.Bunun adına yeni bir dünya demek mümkün mü? Bence değil.Çünkü bazı şeyler halen baki.Hafızayı hiçbir hileli zar kandıramaz.Bu zar hayatın elinde olsa dahi.Dünü unutmadım ve yarını asla ikna edemem.İşte bu yüzden bir adapte sorunu var bugünlerle.Alışamadım.Kendimden başlamak için bir mücadeleye atılmadıım.Çünkü geride mayınlar dolu bir yol var.Cesetler,mezarlar,pusular...
Güzel işlerin içine atıldım,adına güzel dedim çünkü hayaline aşiinaydım.Ben duvarda itilen bir çocuk gibi atıldığımı sandım.Zemin sertti.Böyle bir düşüş şekli hiç tatmamıştım.Meğer düşmek bu işin fıtratında varmış. Çünkü zeminde ağlarken kahkaha atarak kalkabilmeyi öğrendim.Üstelik bunu kaydedip zamana işleyerek başa sarabiliyordum.Kollarının arasında dosya klasörü ile nereye kime gittiğinin farkında değilsin düşünsene !Öyle geçiyorsun sokakları.Başarısızlığa gidilen bir tören yürüyüşü bu.Öyle acı ama bir o kadar da komik.İşte bu hayata tutunduran ilk nedenlerden biri.Devamı mı ? Herkesin önemsiz gördüğü ama yapamazsın dediği şeyleri yapmak.Ve üste çıkmak,sınırları zorlamak bu ikincisi.Sonra zaman denilrn en lazım olan şey.Belki de bize hayatın bir kıyağı.Ya da atladığı bir konu....Dediğim gibi çok şeyin yeri değişti.''ama ben buradayım'' Siz nerede unuttuysanız oraya gelin...
Etraftaki isimler,sokaklar ve geceler.O eski sessizliğin yerini büyük gürültüler aldı.Bunun adına yeni bir dünya demek mümkün mü? Bence değil.Çünkü bazı şeyler halen baki.Hafızayı hiçbir hileli zar kandıramaz.Bu zar hayatın elinde olsa dahi.Dünü unutmadım ve yarını asla ikna edemem.İşte bu yüzden bir adapte sorunu var bugünlerle.Alışamadım.Kendimden başlamak için bir mücadeleye atılmadıım.Çünkü geride mayınlar dolu bir yol var.Cesetler,mezarlar,pusular...
Güzel işlerin içine atıldım,adına güzel dedim çünkü hayaline aşiinaydım.Ben duvarda itilen bir çocuk gibi atıldığımı sandım.Zemin sertti.Böyle bir düşüş şekli hiç tatmamıştım.Meğer düşmek bu işin fıtratında varmış. Çünkü zeminde ağlarken kahkaha atarak kalkabilmeyi öğrendim.Üstelik bunu kaydedip zamana işleyerek başa sarabiliyordum.Kollarının arasında dosya klasörü ile nereye kime gittiğinin farkında değilsin düşünsene !Öyle geçiyorsun sokakları.Başarısızlığa gidilen bir tören yürüyüşü bu.Öyle acı ama bir o kadar da komik.İşte bu hayata tutunduran ilk nedenlerden biri.Devamı mı ? Herkesin önemsiz gördüğü ama yapamazsın dediği şeyleri yapmak.Ve üste çıkmak,sınırları zorlamak bu ikincisi.Sonra zaman denilrn en lazım olan şey.Belki de bize hayatın bir kıyağı.Ya da atladığı bir konu....Dediğim gibi çok şeyin yeri değişti.''ama ben buradayım'' Siz nerede unuttuysanız oraya gelin...

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder